Gergerlioğlu, “Anayasa Mahkemesi fiilen kapatıldı”
Gergerlioğlu, “Yargıtay 3. Ceza Dairesi 8 Kasımda darbe yaptı” dedi
Mecliste düzenlediği basın toplantısında Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin kararını sert sözlerle eleştiren HEDEP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, “Daha düne kadar kendilerine hukuksuzluk yapıldığını söyleyen iktidar yetkilileri şimdi aynı hukuksuzluğu muhalefete yapıyor.” ifadelerini kullandı.
Anayasa Mahkemesi fiilen kapatıldı
Yargıtay 3. Ceza Dairesi Anayasa Mahkemesi’nin üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasını “İnanılmaz hadiseler yaşanıyor” diyerek özetleyen Gergerlioğlu, “Bunu da gördük! Maalesef bu ülke bunu da gördü! Yargıtay 3. Ceza Dairesi yürütmeden aldığı emir ile 8 Kasım Darbesi’ni yapmıştır! Sadece bir yargı darbesi demiyorum! Yargıtay yürütmeden aldığı emir ile Anayasa Mahkemesi’ni fiilen kapatmıştır! Olay bu kadar net, kesin ve açıktır! Aslında bugünlere yeni gelmedik. Anayasayı çiğneyen hakimleri Yargıtay üyesi olarak atayan bir yürütme varsa, HSK yürütmenin oyuncağı haline gelmişse, anayasayı çiğneyen hakimler Bakan Yardımcısı yapılıyorsa, işte sonuç budur! Ülkede anayasa resmen ayaklar altına alınmış, Anayasa Mahkemesi kapatılmıştır.” dedi.
Kendilerine yapılan haksızlıkları şimdi başkasına yapıyorlar
Cumhurbaşkanı Hukuk Danışmanı Mehmet Uçum’un açıklama yaparak Anayasa Mahkemesi’ni eleştirdiğini söyleyen Gergerlioğlu, “Kimse yargısal aktivizm yapamaz” Anayasa Mahkemesi boşuna mı kuruldu? Ona boşuna mı bu yetkiler verildi? Anayasa Madde 90 boşuna mı var? Anayasa Mahkemesi tabii ki yasalardaki anayasa ihlallerini araştırmak üzere ve gerekeni yapmak üzere kuruldu. Anayasa Mahkemesi’ne tabii ki bireysel başvuru hakkı konularında karar verme yetkisi tanındı. Başka ne yapacak Anayasa Mahkemesi? Başka mahkemeler, yerel mahkemeler Yargıtay gibi yürütmenin kulu kölesi olmasını mı bekliyorsunuz Sayın Uçum? Sayın iktidar yetkilileri? Ülke hukuk devletidir diyen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ne bekliyorsunuz? Daha dün değil miydi “367 krizi var, yargısal darbe var, jüristokrasi var.” diyen siz değil miydiniz iktidar yetkilileri? Şimdi aynısını bir başkasına karşı yapıyorsunuz. Her şeyi ele geçirdiniz, dün size yapılanın aynısını şu anda kendi muhalifinize yapıyorsunuz! Bu resmen böyledir ve kabul edilemez. Biz her zaman aynı çizgideydik. Bakın ben 367 krizinde de bu krizi yaratan ve dönemin iktidarını bypass etmek isteyen yargısal darbeye karşı çıkmıştım, şu anda da Meclis’in bir üyesinin Meclis’e girmesini engelleyen yürütme eliyle yapılan bu yargısal darbeye yine karşı çıkıyorum. Bizim çizgimizde değişen bir şey yok, 2007-2008-2009’da tüm hukuksuzluklara karşı çıkan ben, 2023’te de tüm hukuksuzluklara karşı çıkıyorum. Biz çıkar, menfaat için konuşmuyoruz, siyasi kimlik ile konuşmuyoruz. O gün de iktidara yapılan yargı haksızlıklarına karşı durduk, şu anda da iktidarın yaptığı kendi eli altında bulunan yargı eliyle yaptığı darbeye karşı çıkıyorum. 8 Kasım Darbesi’ne karşı çıkıyorum. Bu kadar olmaz gerçekten” dedi.
Mustafa Şentop görevini yapsaydı bugün bunlar yaşanmazdı
Bir ülkede yüksek yargının birbiri ile itişip kakışması varsa devletin temelinin adalet olamayacağını söyleyen Gergerlioğlu, “Yargı artık tamamen bağımlı bir hale gelmiştir. İktidarın manivelası haline gelmiştir ve bağımlı olmayan en yüksek yargıyı, Anayasa Mahkemesi’ni de adam etmeye çalışmaktadır! Yargıtay 3. Ceza Dairesi dünkü açıklamasında skandal ifadelere imza attı. Bakın bu işin mağdurlarından birisi benim. Yargıtay 3. Ceza Dairesi benim de adımı andı kararında. “Ömer Faruk Gergerlioğlu kararını tanımadığını açıkladı” aslında yapılması gereken neydi? Bakın ben tüm kamuoyuna açıklayayım! Benim ile ilgili yerel mahkemenin verdiği uyduruk cezayı Yargıtay 1’e karşı 4 oy ile onamıştı. Bir namuslu hukukçu çıkmıştı, 16 sayfalık bir manifesto yazmıştı, böyle bir karar olamaz diye isyan etmişti ama iktidara bağımlı 4 Yargıtay üyesi sayesinde 4’e 1 karar ile benim ceza kararım Yargıtay’da onanmıştı. Ardından ne oldu? Anayasa Mahkemesi kararı dinlenmeden, Meclis’te bu karar okutularak vekilliğim düşürüldü. Daha sonra ne oldu? Anayasa Mahkemesi oybirliği ile 15’e 0 karar ile ifade özgürlüğümün ve siyaset yapma hakkımın gasp edildiğine karar verdi ve döndüm Meclis’e girdim. Bu dönem de millet bunu tasdikledi ve beni yine Meclis’e gönderdi. Peki ne yapılması gerekiyordu? İşin can alıcı noktası bu! Geçmiş dönem Meclis Başkanı’na 2 yıl boyunca hatırlattım. “Bakın ileride krizlere neden olmaması için Anayasa Mahkemesi şunu demişti; “Gergerlioğlu’nu tekrar milletvekili yapın artı Anayasa Madde 14’deki belirsizliği bir yasa ile halledin ey Meclis” diyerek Meclis’e bu kararı göndermişti! Meclis ne yaptı? Yapması gerekeni yapmadı Sayın Mustafa Şentop! Ne yaptı? İktidarı ne emrediyorsa onu yaptı! “Evet efendim, buyurun efendim, tabi Sayın Cumhurbaşkanı.” dedi ve şu andaki krizin mimarı oldu! O gün görevini yapsa Anayasa Mahkemesi’nin gönderdiği karar ile Meclis’te bu yasa çıksaydı, Anayasa Madde 14 konusunda belirsizlik ortadan kalksaydı bu krizler çıkmayacaktı. Koca mahkemeler, hakimler birbirine girmeyecekti” ifadelerini kullandı.
Herkesin bir gün adalete ihtiyacı olur
Zamanında da Anayasa Mahkemesi’nin iki üyesinin tutuklanıp cezaevine gönderilmesini hatırlatan Gergerlioğlu, Şimdide birbirlerini tutuklatmaya çalışıyorlar, bakın suç duyuruları yapmışlar. Türkiye’de olmayacak bir şey değil. Yarın öbür gün Anayasa Mahkemesi üyelerinin gözaltına alınıp tutuklanıp cezaevine atıldığını da görebiliriz! Memleketin hali bu arkadaşlar! Yüz binlerce kişi ve karar hakkında söz sahibi olan hakimler bu denli ağır bir şekilde tehdit ediliyor! Ülkede bırakın hukuk devletini devlet kalmamış, devlet yoktur ortalıkta. Yapılması gereken bir an evvel hukuk devletine dönmektir. Yargıtay 3. Ceza Dairesi talimat yağdırmıştır Meclis’e; “Ey Meclis Başkanı Can Atalay’ın vekilliğini derhal düşür. Ey 13. Ceza Dairesi bu konudaki kararı derhal uygula.” Sağa sola emirler yağdırmış, “Anayasa Mahkemesi’nin de hükmünü dinlemiyorum, onlara da suç duyurusunda bulunuyorum.” demiş maşallah! Bu cesareti nereden alıyor? Sırtını yasladığı iktidardan başka bir şey değil, olacak iş değil arkadaşlar. Bakın herkesin bir gün adalete ihtiyacı olur, hukuka ihtiyacı olur, ben de cezaevine girerken ehli namus ve ehli vicdan herkes bunu söyledi; “Ömer Bey sana haksızlık yapılıyor yarın öbür gün sana haksızlık yapanların da hukuka ihtiyacı olur.” Biz yarın öbür gün bu zalimliği, vicdansızlığı yapanların da hukuka ihtiyacı olursa bir insan hakları savunucusu olarak yine hukuk deriz, yine insan hakları deriz. Bizim çizgimiz nettir, ben çok açık söyledim; 15 yıllık çizgimiz söyledim! Hukuktan ne zaman sapılmışsa ona karşı durdum. Yapan iktidar da olsa, yargı güçleri de olsa, derin devlette olsa kim olursa olsun ona karşı çıktım, elhamdülillah karşı çıkmaya da devam edeceğiz. Bu bir aydın sorumluluğudur, bu bir insan hakları savunuculuğu sorumluluğudur diyorum.” ifadelerini kullandı.
Kimliği önemli değil Norveçli bir gazeteci de olabilirdi
İran’lı Kürt Gazeteci Zanyar Aziznejad’ın iade edilmemesi için çağrıda bulunan Gergerlioğlu, “Değerli arkadaşlar dün de Sayın İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya gösterdim. Bakın bu kişi yarın öbür gün öldürülebilir! Bu kişi şu an Türkiye’de, İran’dan kaçan, Türkiye’ye sığınan bir kişi, Türkiye’de Kocaeli’de Geri Gönderme Merkezi’ne gönderildi. İran’da hakkında idam cezası var. 3-4 gün sonra iade edilirse öldürülür bu kişi! Zanyar Aziznejad’ın bu kadar ağır bir cezası ve hayati tehlikesi varsa onu iade etmek evrensel hukuka ve insan haklarına aykırıdır. Biz dün İçişleri Bakanı’na da hatırlattık ve iktidara da hatırlatıyoruz; Zanyar Aziznejad’ı ölüme göndermeyin! Benim için bir kişinin kimliği önemli değildir. İran’lı bir Kürt gazetecidir, belki Norveç’li bir başka Avrupa’lı gazeteci de olabilirdi ama biz muhalif görüşlerinden dolayı bir insanın otorite tarafından ölüme mahkum edilmesini kesinlikle doğru bulmuyoruz ve bu haldeyken de bir ülkenin o kişiyi mahkum edildiği ülkeye göndermesini de çok yanlış buluyoruz” diye konuştu.
Coca Cola’yı boykot ettirip kendi mallarını satıyorlar
Nusaybin Kaymakamının bir tweet atarak Nusaybin Belediyesinin boykot kararı aldığını duyurmasını değerlendiren Gergerlioğlu, “Bizim Meclis’teki boykot kararı gibi. Meclis’teki lokantaya gidiyorsunuz ne oluyor? “Efendim Coca Cola veremeyeceğiz, Amerikan malıdır veremeyeceğiz.” Gibi ifadeler ile karşılaşıyorsunuz. Vitrine oynayan bir iktidarın taa Nusaybin’deki temsilcisi de aynısını yapıyor ama bunun altından ne çıkıyor? Biraz araştırıyoruz altını, bir tane firma Coca Cola’yı değil kendi mallarını sattırmak için iş çeviriyormuş iddia böyle! Bakın Mardin Nusaybin’de Kaymakam Ercan Kayabaşı bu boykotu ilan etmiş. Nusaybin Nusaybin Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Ömer Özel’in talimatıyla bunu yaptığını herkes biliyor. Çünkü Başkan Ömer Özel’in bir firması varmış. Özeller firma! Özeller’in malı bu boykottan sonra satılmaya başlamış! Bir malı boykot ediyorsunuz el altından iş götürüyorsunuz, maşallah! Böyle komik işler ile uğraşmayın Meclis Başkanı Sn. Numan Kurtulmuş’a da söylüyorum, iktidara da, belediyelere de söylüyorum; böyle vitrinlere oynayacak komik işler yapmayın Allah aşkına. Biz bu tür tavırların rekabet hukukuna da aykırı olduğunu net bir şekilde söylüyoruz.” ifadelerini kullandı.