Türkiye’de emekçiler, emekliler her geçen gün yoksullaşırken şirketler kârlarını katlamaya devam ediyor. Türkiye Komünist Partisi, emekçilerin sorunlarının kaynağına işaret ederek gerçek çözümün büyük tekellerin mal varlıkları ve kârlarına el koymak olduğunu vurgulayan bir kampanya başlatmıştı. Son olarak, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Sermaye düşmanlığı, yatırım karşıtlığı yapanlara asla fırsat vermeyiz!” sözleriyle emekçi halka düşmanlıklarını bir kez daha ilan etti.
Türkiye Komünist Partisi, Türkiye’nin en büyük sermaye gruplarına ait şirketler topluluklarından Yıldız, Rönesans, Koç, Zorlu ve Sabancı holdinglerinin ardından, halka gitmesi gereken kaynağın kimlerin cebinde durduğunu göstermeye devam ederek bu kez de Anadolu Holdingi hedef aldı.
Anadolu Holding, iki yıl önce, kendisine bağlı market zinciri Migros’un İstanbul Esenyurt’ta bulunan Avrupa dağıtım merkezi deposunda işçilerin işyerinde ücret artışı, prim, işçi sağlığı, iş güvenliği ve diğer sorunların çözülmesi talebine şirketin 257 işçiyi işten atarak karşılık vermesi sonrası başlayan ve işçilerin zaferiyle sonuçlanan direnişle gündeme gelmişti. Geçtiğimiz günlerde Anadolu Holding’in kârlarıyla halk adına neler yapılabileceğini sıralayan sosyal medya paylaşımlarının ardından TKP, İzmir Bornova’da bulunan Anadolu Efes Fabrikası’nın kapısına dayandı.
Sloganlarla Anadolu Efes Fabrikası önünde toplanıldıktan sonra eylem, basın açıklamasıyla devam etti. TKP İzmir İl Örgütü adına ilk sözü alan Melis Özyol Ünlü, Migros, Anadolu Efes, Anadolu Isuzu, Coca Cola gibi ülkenin büyük şirketlerini elinde bulunduran ve İSO 500’de 4 şirketi yer alan Anadolu Holding’in 2023 yılı net kârının 49,3 milyar TL olduğunu ifade ettiği konuşmasında şunları söyledi:
“Bir ailenin el koyduğu bu rakam. Yurttaşların konut hakkı için kullanıldığında, 30 bin aile kendi evine sahip olabiliyor. Kütüphane, çalışma alanı, kültür ve sanat merkezlerini içinde barındıran 60 adet merkez bu kârla ülkeye kazandırılabiliyor. 60 bin yaşlı ve engeli olan yurttaşın yararlanacağı 600 adet bakım merkezi kurulabiliyor. Çeşitli meslek gruplarından toplam 15 bin personel bir yıllık ücretleri ödenerek istihdam edilebiliyor. Bunlar devletleştirme sonucunda Anadolu Holding’in elinde tuttuğu zenginliklerin topluma olacak katkısının boyutlarını gösteren birkaç örnek.
Anadolu Holding halkımıza, ülkemize, topluma feda olsun!”
Özyol Ünlü’nün ardından ikinci konuşmayı ise Türkiye Komünist Partisi İzmir İl Başkanı Savaş Sarı yaptı. Türkiye’de uzun süredir ekonominin tartışıldığını belirten Savaş Sarı, emekçiler zorlu koşullar altında yaşam mücadelesi verirken bir avuç holdingin emekçilerin haklarını çalarak kasalarını doldurmaya devam ettiğini belirtip, “Adlı adınca haramilik, tefecilik yapıyorlar” diye konuştu.
TKP İzmir İl Başkanı Savaş Sarı konuşmasına şöyle devam etti: “Bugün bir sürü fabrika, bu holdinglere ait fabrikalar da bunlar arasında, harıl harıl işçi çıkarıyor. İşçi ücretlerini artırmadıkları yetmiyor, çeşitli haklarda kesintilere gidiyorlar. ‘Ekonomi kötü, tasarruf ve özveri zamanı’ diyorlar. Bakıyorsunuz, bu ailelerin kârları, kasalarına dolan paralar büyüyor da büyüyor.
Anadolu Holding’in, Özilhan ailesinin Efes Fabrikası önündeyiz. Yıldız, Rönesans, Koç, Zorlu, Sabancı holdinglerinin önünde söylediğimiz sözü, Özilhan ailesine de söyleyeceğiz: Yeter, memleketin sırtından siz asalakları atacağız! İşçilerin kanını emmenize izin vermeyeceğiz!
Tuncay Özilhan, Anadolu Holding’in yönetim kurulu başkanı. Aynı zamanda da TÜSİAD’ın onursal başkanı. Yani Türkiye’de halka, işçilere karşı gerçekleşen en ağır saldırılardan birinin, 12 Eylül askeri darbesini yaptıran haramiler örgütünün onursal başkanı. Bugün yaşadığımız karanlık ve sefaletin sorumlularının başında yer alan TÜSİAD’ın onursal başkanı.
Özilhan ailesi de, Anadolu Holding de işçi düşmanlıklarını saklamaya gerek duymuyor. Migros’ta sendikalaşmaya çalışan, hakkını arayan işçileri polise dövdürürken en ufak bir tereddüt yaşamıyorlar. Burada, Efes’te, daha bu yılın başında işçiler haklarını talep ettiklerinde vermediler. İşçiler greve çıktığında ise grevi kırmak, işçilerin grev hakkını boşa düşürmek için lokavt ilan ettiler. İşçilerin kanını emiyor, onlara insanca yaşama hakkı tanımıyorlar.
Bakmayın siz Tuncay Özilhan’ın TÜSİAD kürsüsünden konuşurken özgürlüklerden, Türkiye’de ücretlerin düşüklüğünden falan dem vurmasına… İşçilerin örgütlenmesine de, hak aramasına da tahammül edemiyorlar. Halkın yoksulluğa sürüklenmesine dönük her politika ve adımın altında imzaları bulunuyor.
“Halkın yoksulluğundan söz ederken neyi kastediyorum?”
Bir ailenin açlık sınırının 20 bin lira olduğu ülkemizde, asgari ücretin 17 bin 500, en düşük emekli maaşının 12 bin 500 lira olmasını kastediyorum. Artık sağlık, eğitim gibi temel ihtiyaçların lüks hâline geldiği hayatımızı kastediyorum. Halkın yoksulluğundan söz ettiğimde emeği ile geçinen işçilerin, bizlerin, sırf ertesi gün aç kalmamak, çoluğumuzu çocuğumuzu yarın aç açıkta bırakmamak için bu yamyamlara feda ettiği ömrünü kastediyorum.
Artık yeter! Yok tasarrufmuş, yok vergi reformuymuş… AKP’si, CHP’si düzen siyasetçilerinin topunun bu holdingleri temsil etmekten, onların çıkarını savunmaktan başka derdi yok. Düzen siyasetçilerinin yoksulluğa karşı çözüm diye söyledikleri o sözler ve vaatler, topu da gerçekten fasa fiso. Emekçilerin sömürüsüz, eşit ve insanca yaşam hakkı gerçek olacak. Böyle bir düzen mümkün ve bunu kuracağız. Bunu yapmak ise çok kolay. Bu holdinglerin kârlarına mal varlıklarına el koyacağız!
Tüm bu kaynakları halkın gereksinimleri için, emekçilerin gereksinimleri için kullanacağız. Düşünün, Anadolu Holding’in 2023 yılı net kârı 49.3 milyar lira. Sadece bununla 30 bin aile kendi evine sahip olabiliyor. Bu ülkede emekçilerin insanca yaşayacağı bir düzeni mutlaka ve mutlaka kuracağız. Bu yamyamların, holdinglerin halka hesap vereceği günler yakın. Bizler, işçi sınıfı, sizden hesap soracak. Sözümüz söz.” Sarı’nın konuşmasının ardından eylem sloganlarla son buldu.