Mahkeme, Neden Tutukluluk Halinin Devamına Karar Verdi?!

Ümit Özdağ savunmasında davanın “siyasi” olduğunu savundu ve “Düşman ceza hukuku uygulanıyor” dedi.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik (TCK 216)” suçlamasıyla yargılandığı davada bugün ilk kez hakim karşısına çıktı.
İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma Silivri’deki Marmara Cezaevi yerleşkesinde görüldü.
Duruşmaya Millî Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, İYİ Parti Milletvekili Lütfü Türkkan, Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Atila Kaya, Kutlu Parti lideri Yusuf Halaçoğlu, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, gazeteciler İsmail Saymaz, Murat Ağırel ve Yavuz Selim Demirağ gibi isimler izledi.
Davayı takip etmek için birçok şehirden insanlar da Silivri’ye geldi. Özdağ salona getirildiği anda alkışlarla karşılandı.
Mahkeme savunmaya geçmeden önce talepleri aldı. Mahmut Tanal, salonda bulunan polislerden silahlı olanların dışarı çıkarılmasını talep etti. Ancak mahkeme başkanı bu talebi “Burası askeri bir bölge olduğu için kabul edemem” diyerek reddetti.
Bunun üzerine Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan söz alarak “Mahkeme salonunda yetkili sizsiniz, yetkiyi askere bırakıyormuş gibi yapamazsınız” diyerek mahkeme başkanına tepki gösterdi.
Duruşmaya İstiklal Marşı’yla başlanması talebi de usule aykırı olduğunu gerekçesiyle kabul görmedi. Daha sonra mahkeme Özdağ’ın savunmasını almaya başladı. Özdağ 51 sayfalık bir savunma yaptı.
Özetle “19 Ocak’ta Antalya’da yaptığım bir konuşmadan ötürü İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, 20 Ocak sabahı, Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla, hakkımda re’sen soruşturma başlatıldı. 20 Ocak saat 19.30’da Ankara’da gözaltına alındım. İstanbul’a getirildim. Geceyi Cumhurbaşkanına hakaret suçlaması ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde geçirdim. Ertesi sabah bu suç isnadı ile Çağlayan Adliyesi’nde sevk edildim ve savcılık tarafından Cumhurbaşkanına hakaret iddiası ile ifadeye alındım. İfademin ortasında savcı yeni bir soruşturma dosyası açmadan, Kayseri’de 30 Haziran 2024’te gerçekleşen toplumsal olaylar ile ilgili sorular sordu ve sonra tutuklamaya sevk etti. 21 Ocak’ta Ankara Başsavcılığı Parlamenter Büro’da bekleyen 11 şikayet ile ilgili 11 iddianame hazırlandı. Özetle adli değil, siyasi bir süreç ile karşı karşıyayız.” dedi.
Özdağ “Benim burada tutuklu bulunmamın sebebi ne Cumhurbaşkanına hakaret, ne de Kayseri olaylarıdır. Benim tutuklu olma sebebim Öcalan ve PKK ile yürütülen süreçtir” diye konuştu. Ardından politikaya girdi. İddianameyi yazan savcıya yüklendi.
Anayasa’nın 10. maddesinin (Kanun önünde eşitlik) ihlal edildiğini belirten Özdağ “Muhaliflere düşman ceza hukuku uygulanıyor. Bizler, muhalifler olarak sanki cumhuriyetin ikinci sınıf vatandaşlarıyız.” ifadelerini kullandı.
Mütalaaya karşı tahliye ve süre talebi
Ümit Özdağ’ın ardından avukatlığını üstlenen kardeşi Savaş Özdağ söz aldı. Savaş Özdağ “Ahmet Ercan’ın Celal Şengör’ün ‘Yarın İstanbul’da deprem olacak’ sözlerinin yanıltıcı bilgiyi yayma gibi bir suçlamayla yargılanabileceğini düşünebiliyor musunuz? Böyle bir şey olamayacağı gibi Ümit Hoca’nın da burada yargılanması anlamsızdır. Bir endişeyi tekrar tekrar dile getiren Ümit Hoca’nın burada olması hukuksuzdur. Bu dava ona yapılan bir hakarettir.” dedi.
Daha sonra Özdağ’ın avukatlarından Kahraman Berk savunma yaptı. Kayseri İl Emniyet Müdürlüğü’nün raporu hakkında konuşan Berk, oluşturulan raporun iftiradan başka bir şey olmadığını söyledi.
Savunmaların ardından duruşma savcısı esas hakkındaki mütalaasını verdi. Özdağ’ın üzerine atılı suçtan 1,5 yıldan 4 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılmasını ve tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi.
Özdağ, mütalaaya karşı avukatlarının süre talebinde bulunacağını söyleyerek “Savcılığın mütalaasını hayretle dinledim. Kayseri’deki olaylar hakkında yaptığım bir paylaşım yok. 142 gündür suçsuz yere tek kişilik hücredeyim ve savcılık bunun devamını istiyor. Düşman hukuku dediğimde ne demek istediğim bir kez daha ortaya çıktı” dedi.
Mütalaaya karşı söz alan Kahraman Berk ise Özdağ’ın tutukluluğunun sonlandırılmasını ve derhal tahliyesini istedikten ettikten sonra süre talebinde bulundu. Mahkeme Özdağ’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Bir sonraki duruşma 17 Haziran’da.
Ne olmuştu?
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ hakkında, 19 Ocak 2025’te Antalya’da yaptığı bir konuşmada Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği iddiasıyla soruşturma başlatıldı.
Erdoğan’a yönelik “Son bin yılda gerçekleşen hiçbir Haçlı Seferi, Erdoğan’ın ve AKP’nin Türk milletine ve Türk devletine verdiği zararı vermemiştir” ifadelerini kullanan Özdağ, konuşmasından bir gün sonra Ankara’da gözaltına alındı.
‘Cumhurbaşkanına hakaret’ ve ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ gerekçesiyle tutuklandı. Soruşturmayı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yürütüyordu. Yetkisizlik kararıyla Özdağ’ın dosyası daha sonra Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi.
29 Nisan 2025’te “Cumhurbaşkanı’na hakaret” davasında hâkim karşısına çıkan Özdağ, mahkemeye 30 sayfalık bir savunma sundu. Bu dava 10 Eylül 2025’e ertelendi.
Daha sonra “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasıyla bir iddianame daha hazırlandı. Savcılık, Özdağ’ın 2020’den bu yana yaptığı 34 sosyal medya paylaşımını delil gösterdi. Suriyeliler ve diğer sığınmacı gruplara ilişkin dezenformasyon içerikli paylaşımlar yaptığını iddia etti.
Ayrıca Özdağ, Temmuz 2024’te Kayseri’de Suriyelilere yönelik pogrom girişiminin şüphelisi olarak değerlendirildi. Savcılık, Zafer Partisi ve destekçilerinin sosyal medya paylaşımlarının bu olayları etkilediğini öne sürdü. Özdağ’ın paylaşımlarının “halkın sosyal sınıf, ırk, din ve mezhep bakımından farklı özelliklere sahip kesimleri arasında kin ve düşmanlığa tahrik” suçu kapsamına girdiğini belirtti.