Siyaset

“Altılı masa ne arıyor?”

Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan haftalık yayımlanan Bizim Gazete'deki köşesinde bu hafta altılı masayı yazdı

Cumhurbaşkanlığı için adı geçen isimleri değerlendiren Okuyan yazısında, bu isimlerin birbirlerinden ne farkı olduğuna yanıt arıyor.  Muhalefetin Erdoğan karşısında bir seçenek oluşturmak yerine, onu yaratan siyaset kültürüne benzeyen bir yol izlediğini iddia eden Okuyan’ın yazısının tamamı şöyle:

 

Altılı masa ne arıyor?

 

Kemal Kılıçdaroğlu…

 

Ekrem İmamoğlu…

 

Mansur Yavaş…

 

İlhan Kesici…

 

Mehmet Haberal…

 

Cumhurbaşkanlığı için CHP içinde bu isimler konuşuluyor.

 

Herkes biliyor ki, bu isimlerden ikisi aday olmayı çok ama çok

 

istiyor.

 

Kendileri bilir.

 

Burada bizim tartışmamız gereken, bu sayılan ve de saymadığımız isimlerin neden ortaya atıldığı…

 

Ne yedikleri, ne içtikleri bizi ilgilendirmiyor.

 

Ne düşündüklerini, neyi savunduklarını, bir ötekinden hangi konuda farklı olduklarını merak ediyoruz.

 

Deniyor ki, “Erdoğan’ı yenebilecek biri aday olmalı.”

 

Peki.

 

Erdoğan nasıl yenilir?

 

Herhalde Erdoğan’ın yaptıklarının, yapacaklarının karşısına çıkarak. Farklılık yaratarak. Bir seçenek oluşturarak.

 

Ama yok. Muhalefet, Erdoğan’ın bu şekilde yenilebileceğini düşünmüyor. Muhalefet, Erdoğan’ı, onu yaratan siyaset kültürüyle yenebileceğine inanıyor. İnanıyor ve inanmamızı istiyor.

 

Muhalefet ilkesizliğin, pusulasızlığın, programsızlığın Türkiye’nin karakteristiği olduğu tezini kabullenmemizi de istiyor.

 

Bu nedenle kimse, adı geçen isimlerin temel meselelerde ne düşündüğünü tartışmıyor.

 

Zorunlu din dersleri hakkında ne düşünüyor bu isimler?

 

Tarikatlar ve cemaatler hakkında? NATO ve Avrupa Birliği hakkında? Özelleştirmeler ve piyasa ekonomisi hakkında?

 

Konuşulmuyor, merak edilmiyor. Bunları geçtik, hangi konularda farklı düşündükleri de önemsenmiyor. Kriter “Erdoğan’ı yenebilecek bir aday!”

 

Tersine Erdoğan’ın ne düşündüğünü fazlasıyla biliyoruz. Bir gün böyle bir gün şöyle ama Erdoğan ve AKP’nin sabitleri var.

 

Hiç değişmeyen özellikleri. Erdoğan’ın bir Türkiye projesi var.

 

Bu projeyi Osmanlıcılık olarak adlandırdık. Cuk oturuyor.

 

Masa muhalefetinin bu projenin karşısına çıkacak ne hali ne niyeti var!

 

Kabullenmiş durumdalar. İşte bu nedenle bir doğrultu, bir program, bir çizgi değil, Erdoğan’ı yenecek bir aday arıyorlar.

 

Bir hesaplaşma değil, bir kabulleniş bu aslında.

 

Erdoğan Türkiye’sini kabul ederek Erdoğan’ı yenmek…

 

Çünkü Osmanlıcılık ya da neyle adlandıracaklarsa, AKP’nin temel özellikleriyle hiçbir sorunu olmayan bir sınıf adına, sermaye sınıfı adına politika yapıyor, o sınıfa hizmet için rol ve sorumluluk üstlenmek istiyorlar.

 

AKP Türkiye’si ile hesaplaşmak zorundayız oysa. Başka türlü düzlüğe çıkamayız. Erdoğan’ın bu hesaplaşma olmaksızın yenilmesi Türkiye’ye yarardan çok zarar getirecek, bunu biliyoruz.

 

Bildiğimiz bir başka şey de şu: Erdoğan’ın bu kafayla yenilmesi çok zor.

 

Siz isimleri tartışmaya devam edin biz halkın örgütlü gücünü oluşturmak için gece gündüz uğraşacağız.

 

Zamanı en iyi şekilde kullanarak… Yalana dolana itibar etmeden…

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu