Siyaset

DEM Parti Kocaeli, “Yerel Yönetim” stratejilerini dillendirdi

DEM Parti Kocaeli İl Eş Başkanı Tan, "Yerel yönetimler kendi kendini yönetirken özgürleşmenin ilk adımlarındandır" dedi.

Dün basın mensuplarıyla bir araya gelen DEM Parti Kocaeli İl Örgütü ve çevre illerden de gelen PM üyeleri, bir kez daha seçimlere hazır olduklarının mesajını verdi DEM Parti Kocaeli İl Eş Başkanı Av. Nuri Tan da partilerinin yerel yönetim programlarından söz etti. “Yerel Yönetim” kavramı; yerele dair toplumsal, yönetsel, siyasal ve iktisadi unsurların doğal olarak birlikte düşünülmesini gerektiren bir kurumsal olguyu ifade eder” diyen Başkan Tan şöyle devam etti: “Bizler yerel yönetimleri sadece belediyelerden ibaret gören bir ideolojik ya da politik gelenekten gelmiyoruz. Yerel yönetim aynı zamanda kendini ve kentini yöneten bir toplumsallıktır.

“Birlikte planlayalım, birlikte yapalım”

Yerel yönetimler demokratik siyasetin temel ayaklarından birisidir. Yerel yönetimlerin özgür ve demokratik koşullarda hizmetlerini yürütmesi, demokrasinin temel koşuludur; aynı zamanda yerel yönetimler yurttaşların doğrudan yönetime katılımının ve karar süreçlerine iradelerini yansıtmalarının zeminidir. Toplumcu Belediyecilik geleneğimiz demokratik ulus fikriyatına uygun olarak çok dilli, çok kültürlü, çok sesli bir yerel yönetimin mümkün olduğunu hem pratikte hem de zihniyette gösteren önemli adımlar attı”

“Radikal demokrasinin gelişmesi yönünde önemli adımlar atıldı”

Başkan Nuri Tan, “Yerel demokrasinin gelişmesi, etnik, dini, mezhebi farklılıkların ortadan kaldırılması, kadınların, gençlerin ve toplumun tüm ezilen kesimlerinin kendini içinde bulduğu ve pratikte dahil olduğu emek ve demokrasi platformları, kent konseyleri, il, ilçe, mahalle meclisleri ve köy komünleriyle ortaklaşarak yerel, radikal demokrasinin gelişmesi yönünde önemli adımlar atıldı. Temsili demokrasinin sınırlarını aşan; yerel, doğrudan ve katılımcı radikal demokrasi için gerekli mekanizmaların oluşturulması sürecine belli yerlerde önemli gelişmeler sağlandı. Bu aynı zamanda siyasetin toplumsallaştırılması; toplumun siyasallaşması ve dolayısıyla halkın gerçek anlamda kendi kendini yönetmesi, kaderini eline alması ve özgürleşme sürecinin derinleşmesiydi. Faşizmin kayyum politikalarıyla hedef aldığı da asıl olarak Toplumcu Belediyeciliğin bu özellikleri oldu. Kayyım, halkın kendi kendini yönetmesi ve örgütlü irade olarak özgürleşmesine karşı bir darbe süreci olarak gelişti. Bugün gerek kayyım uygulamalarıyla gasp edilen belediyelerimiz gerekse milliyetçi sağ iktidar ile resmi muhalefetin işlettiği belediyeciliğe bakıldığında birçok olanaksızlık, baskı ve saldırılara rağmen Toplumcu Belediyeciliğimizin geliştirmek istediği yerel yönetim anlayışının farkını daha iyi görmek mümkündür” dedi.

“2024 Yerel Yönetim Stratejimiz”

DEM Parti Kocaeli İl Eş Başkanı Av. Nuri Tan sözlerini şöyle sürdürdü: “2024 Yerel Seçimlerinde içinde halkın olmadığı bir demokrasiyi kabul etmediğimiz, halkın doğrudan katılımını esas alan ve Halk Yönetimi Hamlesi olarak adlandırabileceğimiz bir stratejiyi uygulayacağız. Bu seçimde geniş halk kitlelerinin temel eğilimini ve beklentisini esas alan ‘Önseçim’ ve ‘Kent Uzlaşısı’ yöntemlerini yıllardır mücadelesini verdiğimiz yerinden yönetime dayanan halk demokrasisinin bir ön hamlesi olarak görüyoruz. 2024 yerel seçimlerinde kenti var eden ve yaşatan sosyal ve siyasal dinamikleri geniş ölçekte kapsayan, tüm kurum, kuruluşlarla, işçi, emekçi, ekolojist, kadın, gençlik, halklar ve inançlar örgütleri, siyasi partiler, emek ve meslek örgütleriyle tek tek demokrat ve vicdan sahibi yurttaşlarla hep beraber Kent Uzlaşısı ekseninde sorumluluk almak, tüm toplumsal taraflarla ve siyasi aktörlerle görüşmek ve müzakere etmek, birlikte yürümek, ortak mücadeleyi örecek Kent Uzlaşısı zeminini oluşturmayı öncelikli görevi olarak görüyoruz. Halkçı, ekolojik, kadın eşitlikçi çizginin biçim verdiği bir yerel yönetim anlayışını bu çizgiyi benimseyen tüm toplumsal, siyasal dinamiklerle güçlendirecek, ortak- kolektif bir alternatif anlayışın büyütülmesi için rolümüzü oynayacağız”

“Demokratik Yerel Yönetimlerle Demokratik Topluma”

Başkan Nuri Tan, “Demokratik yerel yönetim anlayışı, halkın kendi kendini yönetmede doğrudan söz, yetki ve karar sahibi olacak yol ve kanalların açılmasıdır. Ekolojik temelli yerel yönetim anlayışı, toplumun kendini, çevresini ve doğayı tahrip etme sürecini tersine çevirme mücadelesi verir. Halkın kullanım değerini, üretimlerin esası olarak belirler, yerindelik ilkesini önemser. Dem Parti’nin yerel yönetimler anlayışı kadın özgürlükçüdür ve belediyelerimizde kadınlar özgün ve özerk örgütlenir. Bütün hizmetler toplumsal cinsiyete duyarlı olarak yerine getirir. Doğa-insan, birey-toplum, kadın-erkek, genç-yaşlı, inanç kültür farklılığına ve birlikteliğine dayalı eşit, özgür ve adil bir yaşamı öngörür”  ifadelerini kullandı.

“Eşbaşkanlık ve Eşit Temsilde Israrcıyız”

“Dünyada bir ilk olarak uyguladığımız yerel yönetimlerde eşbaşkanlık sistemi kadın özgürlük mücadelesinin en somut ve en önemli başarılarından birisidir” diyen Başkan Tan şöyle devam etti: “Eşbaşkanlık, kadın erkek eşitliğinin ve kadın özgürlüğünün sadece yönetim düzeyine ve eşit bir temsiliyeti yaşamsallaştırmaya işaret eder. Paradigmamız ve temel politik değerlerimiz ise binlerce yıllık erkek egemenliğine karşı eşit ve özgür bir kadın mücadelesini asli önceliği sayar. Yerel hizmetlerde, ayrımcılığın/eşitsizliğin izini sürebilmeye ve eşitlikçi müdahaleyi tasarlamaya olanak sağlayan “Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Bütçeleme” (TCDB) toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik politika belirleme faaliyetinin özünü oluşturan bütçeleme ve planlama alanlarının merkezine taşınmasını amaçlayan bir stratejidir”

“Kadınların gücü, bilinci, kararlılığı ve örgütlemeye olan inancı ile çalışacağız”

Başkan Nuri Tan konuşmasının bu bölümünde şunları dillendirdi: “Yerel siyasette kadınların ihtiyaçları üzerinden başlayan bir örgütlenmeyi hayata geçirmek için;

  • İlçeler ve mahallelerdeki seçim çalışmalarını, güçlü kadın meclislerinin oluşturacak biçimde yürütmemiz gerekmektedir.
  • Bu çalışmalarda yerel ihtiyaçlar tespit edilmeli, ortak çözümler çerçevesinde bu taleplere karşılık gelecek cevapları üretebilmek temel zeminimiz olmalıdır.
  • Çalışmalarımızda yerel kadın girişimleri, örgütleri ve tek tek kadınlarla en geniş ittifakı (bir araya gelişi) gerçekleştirmenin imkanlarını yaratmalıyız.
  • Cinsiyetçilik, dincilik, ırkçılık, rantçılık, mezhepçilik, tekçilikten oluşan mevcut yerel yönetim sistemine karşı sesimizi, sözümüzü ortaklaştırmak birlikte ses çıkarmak ve ortak mücadele yürütmek temel hedefimiz olmalıdır.
  • Güç birliği ilkemiz doğanın ve insanın haklarını esas alan bir temelde olmalıdır.
  • Yerelde mahalle meclislerinin ilk adımlarını atarken kadınların farklılıklarını gören ve en uç noktada duran kadına da erişebilecek, onun ihtiyaçlarını yüksek sesle dile getirebileceği ortamlar yaratmak hedefimiz olmalıdır”

 

 

 

 

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu