Siyaset

“Kayyum halk iradesine darbedir”

İstanbul Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanması ve yerine kayyum atanmasına ilişkin EMEP Kocaeli İl Başkanı İlhami Şahbaz açıklama yayınladı

Şahbaz, Erdoğan’ın Meclis grup konuşması yaptığı günün sabahında başkanın evinden apar topar gözaltına alınması, ardından tutuklanması ve yerine kayyum atanmasının iktidarın başlattığı süreç’n iki yüzlü politikasından ibaret olduğunu ifade etti.

Açıklamada, “Erdoğan ve Bahçeli ortaklığının ortaya çıkardığı gerçek durum, tüm muhalif kesimleri yeniden ezme politikasıdır. Esenyurt Belediye Başkanı’na karşı atılan adım bu sürecin yeni bir adımıdır. Diğer yandan, İktidar adeta “Sihirbaza bak” diyerek halkın gerçek sorunlarının görülmesini ve bu sorunlar etrafında birleşilmesini engellemek istemektedir.

Açlık ve yoksulluğun diz boyu olduğu işçi ve emekçilerin her geçen gün bu yoksulluğun nedeni olan tek adam yönetimini sorguladığı böylesi bir dönemde yüzde 49 oyla seçilmiş bir belediye başkanımın tutuklanması ve yerine kayyum atanması hangi işçi ve emekçinin talebidir. Biliyoruz ki, İşçi ve emekçiler başta yoksulluk ve hayat pahalılığı olmak üzere eğitimden sağlığa çetelere ve rant çevrelerine teslim edilen haklarına güvence istemektedir” ifadelerine yer verildi.

Açıklamanın devamında şunlar yer aldı: “1 milyondan fazla nüfusu olan Esenyurt’un seçilmiş Belediye Başkanı’na kadar uzanan kayyum uygulaması, iktidarın Kürt politikasında zerre kadar demokratikleşme perspektifi taşımadığının göstergesidir. Meclis açıldığından bu yana kamuoyunu “Bir çözüm süreci mi başlıyor” merakı içinde bırakan Bahçeli-Erdoğan ortaklığının verdiği mesaj, terörle mücadele değil; terör tanımını siyasi temsiliyetlere kadar genişleterek üstüne şiddetle gideceği iç cepheyi genişletmektir. Esenyurt’ta “Kent uzlaşısı” ortak adayda birleşmesi gibi tecrübelerin, daha genel anlamda da iktidarın karşısında birleşme eğiliminde olan kesimlere gözdağı vermektir.

İstanbul’da büyük bir rant kaynağı haline getirilen Esenyurt her türlü kirli pazarlığın, mafyatik ilişkilerin, uyuşturucunun, çetelerin, açgözlü müteahhitlerin gözdesi haline gelmiştir. Seçme seçilme hakkının tasfiyesi anlamına gelen çöktürme yönteminin ranta en çok çökülen bir yerde gerçekleşmesi de tesadüf değildir. Çünkü iktidar, Kürt kartıyla nasıl Ortadoğu’daki paylaşım savaşlarının bir parçası olmak istiyorsa; Kürt siyasi hareketi ve kurumlarıyla terör arasında bir özdeşlik kurarak meşhur ‘iç cephesini’ de yeniden dizayn ediyor.

Çünkü o iç cephede iktidarın yıllardır kimliklerine bölerek düşmanlaştırmaya çalıştığı kesimlerin derinleşen yoksulluk nedeniyle birleşme potansiyeli açığa çıkmıştır. Emekçileri kimlik politikalarıyla ayrıştırmanın imkanı daralmış, insanca yaşayabilmek için verilen mücadele içinde, iktidarın “Bölünüyoruz” propagandası aşınmıştır. Oysa mevcut hukuksuzluğa bir hukuki çerçeve kazandıracak Anayasa yapımına, bir sonraki seçimlerde kazanmaya ve ilelebet iktidarda kalmaya duyduğu ihtiyaç iktidarı olağanüstü tedbirler almaya yöneltiyor.

‘Büyük oyun’ yine Kürtler üzerinden oynanıyor. Esenyurt Belediye Başkan’ına yapılan muamele kabul edilemez. Çünkü bu halkın tercihlerine karşı yapılmış bir işgal ve ihlal hareketidir ve başarılı olursa devamı gelecektir; başka belediyelere ve başka başkanlara sıçrayacaktır. Başta İstanbul halkı olmak üzere bütün emekçileri iktidarın bu kirli, gerici, gaspçı siyasetine karşı tüm ülkede meşru mücadeleye ve demokratik tepkilerini ortaya koymaya ve mücadeleye çağırıyoruz. Bu mücadele tüm emek ve demokrasi güçlerinin ortak mücadelesi olmalıdır.

Cumhur ittifakı ve tek adam yönetiminin bu ülkeye, işçi ve emekçilere, halka ekonomik ve demokratik anlamda verebileceği hiçbir şey yoktur. Bu nedenledir ki, kayyum sadece Kürt bölgesi ile sınırlı kalmamış, en büyük metropolün en büyük ilçesinde halk iradesini gasp edilmesine kadar gelmiştir. Emek Partisi olarak diyoruz ki; Kimse halka ait olanı ondan alamaz. Alamayacaktır. Her türlü demokrasi dışı uygulamaya karşı birleşelim”

 

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu