Güncel

EMEP’ten “Deprem bölgesindeki mülteciler” raporu

Emek Partisi (EMEP) Göç Bürosu’nun hazırladığı, deprem bölgesindeki mülteci ve göçmenlerin durumuna dikkat çeken “Savaştan kurtulup depremin enkazında kalanlar” raporu bugün açıklandı

Emek Partisi (EMEP) Göç Bürosu’nun hazırladığı, deprem bölgesindeki mülteci ve göçmenlerin durumuna dikkat çeken “Savaştan kurtulup depremin enkazında kalanlar” raporu bugün açıklandı. Mülteci depremzedelerin bu yıkımın sonuçlarını en ağır yaşayan insanlar olduğunu belirten Göç Bürosu, enkaz altından çıkan, yakınlarını kaybetmiş, barınma, temiz su, gıda, kıyafet gibi en temel ihtiyaçlardan yoksun olan mültecilerin sorunlarının çözümü için kamu politika üretmeye davet etti.

“Medya sorumlu bir tutum sergilemeli”

Raporun acil talepler ve öneriler kısmından öne çıkanlar şöyle:

  • Merkezi idare tarafından, yerel yönetimlere yurttaş – mülteci ayrımı yapılmaksızın bütün depremzede başına kaynak verilmeli.
  • Çalışma izni ve şartı patronların insafından çıkarılmalı. Deprem bölgesinden gelen, tüm birikimlerini kaybetmiş yalnızca canlarını kurtarabilmiş mülteci depremzedeler kayıt dışı çalıştırılmamalı.
  • Tüm mülteciler için çalışma izni ivedilikle sağlanmalı, mülteci işçiler kendi isteği ve baş[1]vurusuyla çalışma izni alabilmeli.
  • Bazı medya organlarında yapılan yayınların ardından deprem bölgelerinde mültecilere yönelik saldırılar arttı. Medyanın, toplumun hassas olduğu ve manipülasyona açık alanlarda sorumlu bir tutum sergilemesi gerekiyor.
  • Haberlerin mültecilerin haklarına saygı gösteren bir şekilde sunulması ve nefret söylemi, önyargı veya ayrımcılık içermemesi gerektiği unutulmamalı. Medyanın, bu hassasiyetleri göz önünde bulundurarak haber yapması, toplumsal barışın korunması ve mültecilerin yaşadığı zorlukların doğru yansıtılması açısından önemlidir.
  • Depremzede göçmenlere yönelik kayıtlı olduğu kent dışında 60 günlük ikamet sınırlaması kaldırılmalı. Depremden etkilenen 11 ilde yaşayan göçmenler; yaşamlarını yeniden kurabilecekleri, hak ve hizmetlerden yararlanabilecekleri, barınabilecekleri, çalışabilecekleri, eğitim ve tedavi görebilecekleri kentlerde koşulsuz ve hak kaybına uğramadan ikamet edebilmeli.
  • Göçmenler için ikamete/kayda kapalı iller, ilçeler, mahalleler depremden etkilenmiş tüm göçmenlere açılmalı; birlikte yaşam anlayışından uzak, ayrıştırıcı ve hukuksuz olan “Seyreltme Projesi” de derhal kaldırılmalı.
  • Kişilerin depremden dolayı göç etmeleri sebebiyle kayıttan düşerek düzensiz bir biçimde hukuki statüsüz kalması, temel ihtiyaçlarına ulaşmada engel teşkil ediyor. Depremzede mültecilere gittikleri şehirlerde yeniden kayıt hakkı verilmeli.
  • Depremden etkilenen nüfusun büyüklüğü düşünüldüğünde, travma sonrası psikososyal destek ihtiyacının sadece sivil toplum örgütleri veya gönüllü çalışmalar tarafından çözülemeyeceği aşikardır. Psikososyal destek, kamu tarafından ilgili meslek örgütleriyle birlikte yürütülmelidir.
  • Yerli depremzedelere verilen taşınma ve kira kira yardımı gibi destekler, ırk, din, dil ayrımı gözetmeden deprem[1]de bütün birikimlerini kaybeden mülteci depremzedelere de verilmeli.
  • Deprem bölgesinde yaşayan ve çadırkentlerde yaşamlarını sürdüren mültecilerin dil sorunu çözülmelidir.
  • Sağlık ve eğitim yardımlarından faydalanmalarının önünü açmak için mültecilere tercüman ve çok dilli materyal desteği sağlanmalı.
  • Deprem bölgesine yaşayan kadın ve çocuklar için yerli-mülteci demeden şiddet ve istismar vakalarına karşı özel önlemler alınmalı.
  • Kaynak: Bianet

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu