Siyaset

“Türkiye’nin Asya Çağı’ndaki yeri stratejiktir”

Doğu Perinçek, son günlerde gündeme taşınan “Türkiye, yeniden eksen mi değiştiriyor?” sorusuna net bir yanıt verdi

Perinçek, “Avrupa ülkeleri, donanmalarını da kullanarak Mavi Vatanımızda ülkemizin egemenliğini tanımıyor. AB; Kıbrıs’tan Türk askerinin çıkmasını, Türkiye’de PKK’ya, sözde Kürdistan’a özerklik verilmesini, Ermeni Soykırımı yalanını kabul etmemizi ve neoliberal ekonomiyi şart koşuyor. Hangi hükümet bunları kabul eder! Sayın Cumhurbaşkanımızın da Birleşmiş Milletler kürsüsünde belirttiği gibi, Türkiye Asya Çağı’nda yerini almıştır. Bu olgunun değişmesi mümkün değil” dedi. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, siyasi gündemdeki son gelişmeleri değerlendirdi. Partisi’nin İstanbul İl Başkanlığı’nda açıklama yapan Perinçek, hükümet tarafından AB’ye yönelik olumlu vurguları yorumladı. Perinçek şu tespitleri yaptı:

 “TÜRKİYE BATI’YA DÜMEN Mİ KIRIYOR?

“Türkiye’nin ödemeler açığı nedeniyle paraya ihtiyacı olduğu çok açık. Biz Vatan Partisi olarak orta ve uzun vadede; yatırım, istihdam ve üretim odaklı ekonomi programıyla çözüm getiriyoruz. Ama bir de kısa vadede Türkiye’nin zorlandığı konular var ve sıcak para ihtiyacı var. Buralarda hükümetin bazı çareler araması normal karşılanabilir. Ancak Türkiye Asya’ya yerleşmiştir, Asya’daki mevzilerine girmiştir. Birinci ticaret ortağımız Rusya’dır, ikincisi Çin ve üçüncüsü Almanya’dır. Bunlar zorunlu, büyük belirleyici eğilimler. Birtakım keyfi kararlarla birinci ticaret ortağımız Rusya olmadı. Üstelik bu gelişme, Atlantik’e yakın hükümetler döneminde yaşandı. Türkiye ekonomisi Avrasya ile bütünleşiyor. Aslına bakarsanız Almanya da Avrasya’nın bir parçası. En çok ihracatı da Avrupa’ya yapıyoruz. Bu bakımdan dalgalanmalarla, günlük ihtiyaçlarla Türkiye’nin Asya’ya yerleşmesi olgusunun değişmesi mümkün değil. Hem ekonomide hem güvenlik mümkün değil”

AB’YE YÖNELİK SICAK MESAJLAR VE TÜRKİYE – AVRUPA ÇELİŞKİLERİ

Perinçek, AB’nin Türkiye’ye karşı kabul edilemez siyasetlerini şöyle sıraladı: “Sayın Cumhurbaşkanı ‘Bizim yerimiz Avrupa’dadır’ şeklinde bir açıklamada bulundu. Sayın İbrahim Kalın da ‘AB, Türkiye’nin stratejik önceliğidir” dedi. O zaman şunları sormak durumundayız: ‘Avrupa ülkeleri, donanmalarını da kullanarak Mavi Vatanımızda ülkemizin egemenliğini tanımıyor. Güney Kıbrıs ve Yunanistan ile birlikte bize karşı açık tavır içindeler. Fransız donanması Yunanistan’ın ve Güney Kıbrıs’ın yanında; Almanya Güney Kıbrıs’ı destekliyor. Avrupa’yla birlikte Kıbrıs’ta ne yapacaksınız? Avrupa Birliği’nin aldığı kararlara bakalım. Orada ‘Türk Ordusu Kıbrıs’tan çıkacak’ yazıyor. Türk Ordusu’nu Kıbrıs’tan çıkarabilir misiniz? Yine Avrupa PKK’yı destekliyor; Türkiye’ye özerklik şartını dayatıyor. ‘Sözde Kürdistan’a özerklik vereceksiniz’ diyor. Hangi babayiğit var Kürdistan’a Türkiye’de özerklik verecek! Avrupa’nın diğer şartı ‘Ermeni Soykırımı yalanını kabul etmemiz’ Hadi bakalım, hangi hükümet, AB için Ermeni Soykırımı yalanını kabul eder?”

EKONOMİK PLANDAKİ DAYATMA

“Batı’nın bize diğer dayatması: Neoliberal ekonomik program. Kısa süre önce Sayın Berat Albayrak, Hazine ve Mali Bakanı olarak bu ekonomik programın sürdürülemez hale geldiğini açıkladı. Türkiye sıcak para ekonomisinden kurtulmak için istihdam ve üretim modelini tam anlamıyla uygulamak zorunda. Ama Avrupa buna karşı, Gümrük Birliği anlaşmasıyla Türk üreticisine darbe vuruyor. Özetle Avrupa Birliği vatanımıza göz dikmiş durumda”

AVRUPA’NIN LİDERLERİ: “AB HRİSTİYAN KULÜBÜDÜR”

AB’nin büyük ülkelerinin kendilerini nasıl tanımladığına bakıldığında, Türkiye’ye bakışın ortaya çıktığını kaydeden Perinçek, sözlerine şöyle devam etti: “Bir de görünmeyen, resmi olarak ifade edilmeyen şartlar var. Eski Almanya Başbakanı Helmut Schmidt gibi Avrupa’nın büyükleri ne diyor? ‘Burası bir Hristiyan Kulübüdür’. Hristiyan kulübünde Türkiye nasıl yer alacak? Hristiyan olarak AB’ye giremeyeceğimize göre!… Schmidt ikinci olarak, ‘Burası bir zenginler kulübü. Türkiye o zenginler kulübüne giremez. Burada pişpirik ya da tavla oynanmaz, Poker oynanır’ dedi. Koltuğumuzun altında tavlamızla o kulübe girip zar atacağımız bir AB yok. Zaten böyle olduğu için de Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler toplantısında çıkıp kürsüden gümbür gümbür ‘Türkiye’nin ‘Yeniden Asya Açılımı’ başlamıştır ve Türkiye’nin dış politikasına bu dinamik yön verecektir.’ dedi. Erdoğan’ın bu saptaması, tarihi ve stratejik önemdedir. Buradan artık dönüş yok. Ama şunlar olabilir: Türkiye’ye yönelik yaptırımlar konuşuluyorken, Avrupa Birliği zirveleri için birtakım mesajlar verilebilir. Ancak o ifadelerde de çok dikkatli bir dilin kullanılması gerekir”

 

 

Daha Fazla Göster
Başa dön tuşu